Bartın Cumhuriyet Başsavcısı Faruk Kaynak, Baro Başkanı Ferhat Parlatır, bilirkişi heyeti, olay yeri ve afet kriminal inceleme ekipleri ile patlamada hayatını kaybeden işçi ailelerinin avukatları, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesine ait maden ocağı sahasında incelemede bulundu.
Bartın Cumhuriyet Başsavcılığınca 6 savcının görevlendirildiği soruşturma çerçevesinde, bölgedeki çalışma ve incelemeler devam ediyor.
Bölgede maden, elektrik, jeoloji, jeofizik, makine mühendisleri ile A sınıfı iş güvenliği uzmanından oluşan bilirkişi heyeti çalışma yürütüyor.
Başsavcı Kaynak, Baro Başkanı Parlatır ile cumhuriyet savcıları ve patlamada hayatını kaybeden işçi ailelerinin avukatları maden sahasına gelerek incelemede bulundu.
Kaynak ile beraberindekiler daha sonra Müessese Müdürlüğünü binasına geçerek soruşturma heyeti, avukatlar huzurunda görev tanımları ve dağılımları, işleyişi hakkında müessese yetkililerinden bilgi aldı.
Heyet, yaklaşık 6,5 saat süren incelemenin tamamlanmasının ardından bölgeden ayrıldı.
TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir de incelemeler sırasında alanda hazır bulundu.
Dijital materyaller ve belgeler inceleniyor
Soruşturmaya etki edecek nitelikte delillere ulaşılması amacıyla maden işletmesinin el konulan tüm dijital materyallerinin ve belgelerinin incelenmesine başlandı.
Maden sahası ve binadaki görüntü ve ses kayıtları ile yer altındaki işçilerin konuşmasını kaydeden cihazlar, Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı ile İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce inceleniyor.
“Kara kutu” olarak da adlandırılan; gaz ölçümlerini, sensör kayıtlarını, hava akış oranını, ses ve görüntü kayıtlarını barındıran bilgisayar ve cihazlardaki verilerin ilerleyen aşamada savcılık tarafından görevlendirilen bilirkişilerce raporlanacağı öğrenildi.
“Önemli olan dijital materyaller üzerindeki bilirkişi incelemesiydi”
İncelemelerin ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Baro Başkanı Parlatır, yaklaşık 6,5 saat süren keşif çalışmalarında bugünlük sona gelindiğini söyledi.
Parlatır, Başsavcı koordinesinde gerçekleşen çalışmalara, savcıların, Baro yönetimi ve avukatların da katıldığını kaydetti.
Dijital materyallere daha önceden el konulduğunu anımsatan Parlatır, “Bugün yapılan keşifte gerek idari personel gerekse teçhizatlar yönünden bilirkişiler yerinde inceleme yapmış bulunmaktadır. Madende halihazırda can güvenliği sağlanamadığı için madenin içine girmek mümkün olmamıştır.” dedi.
Avukatlar olarak kendi kanaatlerini paylaşan Parlatır, “Olayın bir ihmal olduğu ve yakın zamanda bilirkişilerin ön raporları doğrultusunda sorumluların tespit edilip adalet önünde hesap vereceğini düşünmekteyiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Soruşturmayı yürüten savcıların bu aşamada görüş bildirmelerinin mümkün olmadığını işaret eden Parlatır, “Bizim kendi içimizde yaptığımız tespitler ve gözlemlere dayalı olarak birtakım bulguları biz tespit etmiş bulunmaktayız fakat soruşturmanın sıhhati açısından bunların kamuoyuyla paylaşılması mümkün değildir. Çok yakın bir zamanda bu dosyada sorumluların şüphelilerin tespit edilip yargı önünde hesap vereceğini sizlere paylaşabiliriz.” diye konuştu.
Parlatır, “Patlamadan sonra herhangi bir şekilde gaz ölçüm cihazlarının sıfırlandığı konusundaki bilgi doğrudur. Maden ocaklarındaki teknolojik verilerin hepsinin birlikte değerlendirilip ona göre kusurun ortaya çıkacağını buradan belirtebilirim. Sadece sensör değil, birtakım teknik veriler, hatta telsiz kayıtları, hepsini birden değerlendirip ona göre sonuca çıkabileceğini paylaşmak istiyorum.” ifadesini kullandı.
“Maden ocağına girilememesi nedeniyle delillerin karartıldığı şeklinde bir düşünce oluşamaz”
Parlatır keşif heyetinin madene inmesine yönelik soruya şöyle cevap verdi:
“Şu an sensörlerden sağlıklı bir şekilde gaz ölçümünün yapılamadığını ve aşırı yüksek olduğu belirtildiği için maden ocağına girilemedi ancak maden ocağına girilememesi nedeniyle delillerin karartıldığı şeklinde bir düşünce oluşamaz çünkü en başından beri şehit olan madencilerimizin üzerlerindeki GPS cihazlarıyla nerede oldukları bile bilinen bir nokta olduğu için şu an için madene girilememesi bu soruşturmanın sıhhati bakımından herhangi bir şekilde yanlış anlaşılmaya sebebiyet verecek noktada değildir. Özellikle delillerin karartılması konusundaki kamuoyundaki algının yanlış olduğunu düşünmekteyim. Önemli olan dijital materyaller üzerindeki bilirkişi incelemesiydi. Bugün sahada keşifle bilirkişi incelemesi yapıldı. Ön rapor sonucunda da burada ihmalin olduğunu düşündüğümüz için en yakın zamanda soruşturmanın tamamlanıp kamu davası açılacağını düşünmekteyiz.”
“Bu işin sonuna kadar takipçisi olacağız”
Hayatını kaybeden madencilerin ailelerinin avukatlarından Mürsel Ünder de keşifte dosyayla veya sorumluluklarla ilgili bir inceleme-değerlendirme yapılmadığını, daha çok teknik inceleme gerçekleştirildiğini aktardı.
Savcılık tarafından dijital kayıtlara ve materyallere el konulduğunu ve bunların kopyalarının alındığına dair bilgi verildiğini ifade eden Ünder, farklı meslek disiplinlerinden 7 kişilik bilirkişi heyetinin çalıştığını anlattı.
Heyetin idari binada, haritalar üzerinde gaz izleme ve ölçüm sensörleriyle ilgili geçmiş ve güncel kayıtları incelediğini kaydeden Ünder, “Madene inilecekti fakat hala madene inme güvenli olmadığı için inilemedi ve şu an itibarıyla keşif işlemlerine son verildi.” şeklinde konuştu.
Çeşitli yönetim kademelerindeki kişilerin sorumluluklarının, ihmallerinin olduğunu iddia eden Ünder, “Ayrıca kasta varan davranışları olduğunu düşünüyoruz. Bu aşamada soruşturma devam ettiği için soruşturmadaki detaylarla olarak bilgi vermek çok uygun değil.” dedi.
Soruşturma kapsamında şu ana kadar gözaltına alınan veya tutuklanan kimsenin olmadığını aktaran Ünder şöyle devam etti:
“Bir an önce savcılığın bu işlemlerini ivedi sorumlulukları olduğu düşünülen herkesin buradan el çektirilerek kendileriyle ilgili olarak tüm tedbirlerin alınmasını, tutuklama tedbiri de başta olmak üzere tedbirlerin alınmasını istiyoruz. Acılı ailelerin yaşadıkları trajediyi, sıkıntıyı bu işlemlerin yapılmamış olması her geçen gün artırmaktadır. O anlamda da bugün itibarıyla sonlandırılmış olan keşiften sonrası da sayın savcılıktan bir an önce şüphelilerin ifadesini alıp gerekli işlemlerin yapılmasını bekliyoruz. Mağdur ailelerin avukatları olarak biz bu işin sonuna kadar takipçisi olacağız.”
Sorumlu olan herkesten hesap sorulana kadar bu davanın peşini bırakmayacaklarını belirten Ünder, keşif heyetinin madene inmesiyle ilgili soruya “İçeriye inmekle ilgili şu anda gaz ve metan değerleri oraya girilebilecek ölçülerde değil.” cevabını verdi.