BİR ANDA HER ŞEY BİTTİ
Bu davadan bir taraf, başkasına nazaran daha yararlı çıktı. Hem eski eşine ve çocuklarına ödemesi gereken para ölçüsü azaldı. Hem de gösterişli konutunu elden çıkarmaktan kurtuldu. Hollywood metodu bir boşanma davası da böylelikle tarihin tozlu sayfalarına karışmış oldu.

Anladınız değil mi, Kevin Costner ile Christine Baumgartner’ın boşanmasından kelam ettiğimizi. 2004 yılında başlayan evliliklerini bitiren Costner ve Baumgartner, davanın açıldığı mayıs ayından bu yana birbirleriyle yasalar önünde büyük bir savaşa giriştiler.

Baumgartner’ın Costner’dan talepleri bitmeyecek üzere görünüyordu. Çocuk nafakası çözüldü, sırada da eş nafakası ve Baumgartner’ın evlilik mukavelesinin iptaliyle ilgili davası vardı.

Kasım ve aralık aylarında bu duruşmaların da yapılması bekleniyordu. Lakin sonra birdenbire ikisi de boşanma mutabakatını imzaladılar ve her şey bitti.

Bu hususta da mahkeme heyetinin Christine Baumgartne’a yönelttiği “Eğer evlilik mutabakatıyla ilgili dava açarsan bu işin sonunda eski kocana 1 milyon dolar ödemek zorunda kalabilirsin” kelamları yani uyarısı tesirli oldu tezlere nazaran.

Kimsenin beklemediği anda Baumgartner koşulları kabul etti ve muahedeyi imzaladı. Sonradan arkadaşları aracılığıyla basına sızdırılanlara nazaran, Baumgartner, eski eşinin gücünden ötürü pes etmek zorunda kalmıştı.

Öyle ya da bu türlü çift artık resmen boşandı. Bundan bu türlü her ikisi için de yeni bir hayat başladı.

Kevin Costner’ın hayatı, en azından yaşadığı yer eskisinden farklı olmayacak bundan sonra. California’da karısı ve üç çocuğuyla birlikte yaşadığı malikanede kalmaya devam edecek.

Baumgartner da aslında yeniden varlıklı insanların oturduğu Santa Barbara’da kiralık bir konutta yeni hayatına başlayacak.

LÜKS MALİKANEDE KALAN SON EŞYALARINI ALMAYA GİTTİ
49 yaşındaki Baumgartner, evvelki gün, bir vakitler yaşadığı gösterişli malikanesinde kalan son eşyalarını da almaya gittiğinde objektiflere takıldı.

Bir öbür deyişle Baumgartner, duruşmalar sırasında çok sevdiğini söylediği gösterişli hayatından geri kalanları poşetlere ve plastik kutulara doldurup yeni hayatının yolunu tuttu.

Christine Baumgartner eski konutunda kalan eşyalarını almaya gittiğinde yanında kendisine yardımcı olan bir genç bayan vardı. Baumgartner’ın eski konutundaki eşyalarını toparlaylıp aracına yüklemesi iki saatten fazla vakit aldı.

Giysilerini bavula bile koymayan Baumgartner, bunun yerine poşet ve plastik kutular kullandı. Sonra da onları 140 bin dolarlık lüks aracının bagajına tıka tıka basa doldurdu. Hatta asistanının kimi elbiseleri askılarıyla birlikte aracın bagajına koyduğu görüldü.

MARKA AYAKKABILAR PLASTİK KUTUDA
Christine Baumgartner’ın lüks markalara olan tutkusu duruşmalar sırasında da konuşulmuştu. İsimli muhasebesici Tray Katz’ın ortaya serdiğine nazaran Christine, ünlü markaların kıyafet ve aksesuarları için ayda 18 bin dolar harcıyordu.

Yine duruşmalar sırasında Baumgartner’ın hoşluk eserleri ve kimi estetik uygulamalar için de ayda 3 bin doları gözden çıkardığı ileri sürülmüştü.

Öyle ya da bu türlü Christine Baumgartner, Costner ile Hollywood biçimi lüks bir hayat yaşadığı konutundan eşyalarını aldı ve gitti. Bundan bu türlü üç çocuğuyla birlikte aslında sıradan beşerler için yeniden lüks sayılabilecek bir öbür meskende hayatını sürdürecek.

Ama kendisinin duruşmalar sırasında ileri sürdüğüne nazaran yeni hayatı eskisinin yanından teğe geçecek üzere değil.

Baumgartner’a eşyalarını taşıması sırasında iki kişi yardım etti. Marka ayakkabılar plastik kutuda taşındı. Ünlü modacıların imzasını taşıyan kıyafetler ise bavula bile konulmadan askılarıyla Baumgartner’ın arabasının bagajına yerleştirildi. 

SABAH KOŞUSU YAPARKEN ‘SATILIK’ TABELASINI GÖRDÜ
Christine Baumgartner ile Kevin Costner evlilikleri sırasıda ünlü yıldızın Carpinteria Californiadaki 145 milyon dolarlık malikanesinde yaşıyorlardı. Bu konutun hikayesi de farklı.

Aslında Costner’ın Carpinteriea’da aslında bir konutu vardı. Lakin bir gün koşu yaparken bir konutun önünde “satılık” tabelasnı gördü. O sırada takvimler 2006 yılını gösteriyordu. Costner, iki yatak odası ve iki tane banyosu olan bu mütevazı konutu satın aldı.

Bir yıl sonra toprağından yedi dönümü bir komşusuna attı. Bunun akabinde da Carpinteria’daki iki mülkünü birleştirerek kendisi için eşsiz bir ömür alanı yarattı.

Costner’ın meskeni bir uçurumun zirve noktasında yer alıyor. Bu özelliğiyle de önünde uzanan engin bir okyanus görüntüsüne sahip. Mülkün 150 metrelik kendine ilişkin bir plajı da bulunuyor. Fakat bu kadar değil.

Costner, yeri içinde bir beyzbol alanı da inşa ettirdi. Meskenin okyanus görünümünün yanı sıra Santa Barbara Dağları’yla birlikte çeşitli adaları ve yıldızın kendisine ilişkin binicilik parkurunu da kapsayan inanılmaz bir görünümü var.

Belli ki bu gösterişli ve sakinlerine kendini özel hissettiren mülkten ayrılmak istemedi Baumgartner. Boşanma davasının birinci etaplarında Costner karısından konutu terk etmesini istedi.

YENİ KONUTUNA BİR TÜRLÜ ISINAMADI
Baumgartner evvel malikanenin müştemilatına taşındı. Ama sonra süreksiz bir kiralık konuta akabinde da çocuklarıyla yaşayacağı konuta geçti.

Baumgarner, ünlü yıldızla birlikte yaşadığı meskenin pozisyonunu, imkanlarını ve görünümünü kast ederek üç çocuklarının bu türlü bir hayat üslubuna alıştığını ve bunu sürdürmeleri gerektiğini söylemişti. Kiralık meskeninde iki oğlunun birirleriyle kendisinin de kızıyla tıpkı banyoyu paylaşmak zorunda kaldığından şikayet etmişti.

Fakat sonuç olarak Baumgartner, Costner’ın malikanesinde kalan son eşyalarını da aldıktan sonra artık bu hayatla bir münasebeti kalmadı.

Bu ortada Baumgartner’ın çocuklarıyla birlikte yaşayacağı bu meskenin aylık kirasının 40 bin dolar olduğunu da hatırlatalım.

HOLLYWOOD ŞEKLİ LÜKS HAYAT
Christine Baumgartner, boşanma davasının duruşmaları sırasında ünlü oyuncuyla sürdürdükleri lüks hayata dair birtakım detaylar da vermişti.

Baumgartner’ın anlattığına nazaran çift, malikanelerinin bulunduğu 10 dönümlük toprakta gösterişli Noel partileri veriyordu. Bu partiler için de hiçbir masraftan kaçınılmıyordu.

Hatta California’nın sıcak havasında kar yağmadığı için atmosfer yaratmak emeliyle 40 ton kar getirtiliyordu. Lakin bu kadar değil…

Çeşitli hayvanlar da getiriliyordu. Sadece çocuklar bu binek hayvanlarıyla düzgün vakit geçirsin diye.. Arazinin, köknar ağaçlarından oluşan ormanına kızar parkurları inşa ediliyordu.

OĞLUNUN DOĞUM GÜNÜ İÇİN KAMP ALANI OLUŞTURULUYORDU
Baumgartner’ın anlattığına nazaran malikanenin bu geniş toprağı 15 yaşındaki oğulları Cayden’ın doğum günleri için bir tabiat kampına dönüştürülüyordu.

Cayden ve arkadaşları için onlarca çadır kuruluyor ve Yemek servisi için de yeniden çok sayıda kamyon kiralanıyordu.

Bu ortada Baumgartner’ın sözüne nazaran Cayden’in kendine ilişkin bir teknesi bile vardı. Üç çocuğunun sık sık Balık tutmaya gittiğini belirten Baumgartner, dalgıç kıyafetleri, sörf tahtaları ve su sporları ekipmanlarının saklandığı farklı bir odaları olduğunu da ekledi.

Ama Christine Baumgartner’ın anlattığına nazaran gösterişli haya üslubu bunlarla sonlu değildi. Çiftin Aspen’de bulunan meskenlerinin etrafındaki ormanda da müzik yayını için ağaçlara hoparlörler asılmıştı. Özel ışıklandırılmış kızak parkurları, balık utulabilen yapay göller ve kanolar bulunuyordu.

HER ŞEYİ YAPABİLECEĞİMİZ BİR CENNET
Christine Baumgartner’ın anlattığına nazaran aile sahiden de büyük bir lüks içinde yaşıyordu . Hatta bu durumu mahkeme dokümanlarında “İstediğimiz her şeyi yapabileceğimiz bir cennet yaratmıştık” diye tanımladı.

Sonsuzluk havuzları, voleybol alanları ve tenis kortları, kendilerini ziyarete gelen konukların kalabileceği başka konutlar… Bütün bunların hepsi Costner ile Baumgartner’ın lüks hayatının sıradan kesimleriydi.

Yani Christine Baumgartner’ın bir duruşmada “Lüks hayat benim çocuklarımın DNA’sında var demesi ” ya da tekrar tıpkı duruşmada “çocuklarım okyanus görüntüsü olmayan konutta yaşayamaz” hatta “çocuklarım özel jetlerle lüks tatillere gidecek” demesi boşuna değil.

İşte bu türlü lüks şartlar içinde dünyaya gözlerini açıp büyüdükleri için de Beumgartner çocuklarının standartlarının düşmesini istemiyor.

Belli ki çocukları kendisiyle yaşadıkları için bütün bu lüks alışkanlıklarından yoksun kalmalarına gönlü el vermemişti Baumgartner’ın.