İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “Asgari ücretin enflasyonun geldiği nokta dikkate alınarak, alım gücünü telafi edecek bir oranda artmasını, hatta birkaç puan da üzerine eklenecek bir refah payını iş dünyası makul karşılar. Kimseyi rahatsız etmez. Bunun altında bir şey beklemek rasyonel de olmaz.” dedi.
Avdagiç, Fransa’nın başkenti Paris’te 345 Türk firmasının katılımıyla düzenlenen SIAL Gıda ve İçecek Fuarı’nı takip eden gazetecilerin, ekonomiye ve iş dünyasına ilişkin sorularını yanıtladı.
Kamu ve iş dünyası olarak bu yüksek enflasyonun yaşandığı dönemde özellikle ücretli kesimin alt segmentlerinde bulunan çalışanların hayat standartlarını makul noktada tutmanın en büyük sorumluluk olduğunu ifade eden Avdagiç, “Asgari ücretin enflasyonun geldiği nokta dikkate alınarak, alım gücünü telafi edecek bir oranda artmasını, hatta birkaç puan da üzerine eklenecek bir refah payını iş dünyası makul karşılar. Kimseyi rahatsız etmez. Bunun altında bir şey beklemek rasyonel de olmaz.” ifadelerini kullandı.
2023 yılı asgari ücretinin enflasyonun birkaç puan üzerine eklenecek bir refah payı ile uygulanmasının doğru olacağını vurgulayan Avdagiç, iş dünyasının asgari ücret artışıyla ilgili bir sıkıntısı olmadığını, ancak beraberinde gelen bazı konularla ilgili beklentileri bulunduğunu belirtti.
Bu kapsamda 3 konuda beklentileri olduğunu belirten Avdagiç, şöyle devam etti:
“SGK sigorta primine esas kazanç üst sınırı memur maaş zammı ya da enflasyon oranında artırılmalı. Gelir vergisi dilimleri asgari ücret artışı nispetinde güncellenmeli. Kıdem tazminatı üst limitinde katlamalı artış olmamalı. SGK üst limiti asgari ücretin 7.5 katı oldu. Bu daha evvel 5 katıydı, sonra 6.5 katı olmuştu. Son olarak da 7.5 katı oldu. Dolayısıyla asgari ücrette yapılan artış, aynı zamanda işverene tavan ücrette de enflasyonun üzerinde ilave prim maliyeti anlamına geliyor. SGK üst limiti 50 bine yaklaştı. Bizim beklentimiz, SGK üst limitinin asgari ücret artış oranı üzerinden değil, memur maaşına yapılan zam veya enflasyon oranı nispetinde artırılması. Şu anda SGK üst limiti son 5 yıla baktığınız zaman reel olarak yüzde 40-45 artmış durumda.”
“Çalışanın eline geçen, şirketin ödediğinin yüzde 55’ini ancak buluyor”
Şekib Avdagiç, ikinci beklentilerinin ise gelir vergisi dilimlerinin asgari ücret artış oranında güncellenmesi olduğunu bildirdi.
Belli bir seviyenin üzerinde gelir elde edenler ile işverenin ödediği brüt ücret arasında ciddi bir makas olduğuna dikkati çeken Avdagiç, “Yani şu anda belli bir rakamın üzerindeki maaş alanlara bakarsak, çalışanın eline geçen şirketin ödediğinin yüzde 55’ini ancak buluyor.” ifadesini kullandı.
Bu durumun özellikle alt ve orta gelir grubunda maaş alanları etkilediğine işaret eden Avdagiç, şunları kaydetti:
“Vergi dilimleri enflasyon kadar ya da asgari ücret artışı kadar artmadı. Böyle olunca bir elimizle verdiğimizin bir kısmını başka bir elimizle geri aldık. Diyelim ki asgari ücretin 2 katı maaş alan biri var. Normal olarak asgari ücret yüzde 50 artmışsa, net ücretin de yüzde 50 artması lazım. Vergi dilimleri yüzde 50 artmadığı için siz işveren olarak o artışı yapıyorsunuz ama çalışanın eline o artışın yüzde 5-6 altında para geçiyor net olarak. Bu sefer iki taraf da mutsuz oluyor.
İşveren diyor ki ‘Kardeşim ben artırdım.’ Ücretli de diyor ki, ‘kardeşim artırdın da benim elime yüzde 5-6 eksik geldi. Yani bizim esas sıkıntı çektiğimiz konu bu. Dolayısıyla mutlaka ve mutlaka bundan sonra vergi dilimleri asgari ücret artışı nispetinde güncellenmeli. Çünkü Enflasyon kadar olduğu zaman gene geri düşeceğiz çünkü orada bir refah payı da ekleniyor. Brüt ücretteki artışın net gelir üzerindeki yansımasını ve piyasaya gerçek katkısını ancak bu şekilde görebiliriz.”
İTO Başkanı Avdagiç, üçüncü taleplerinin de kıdem tazminatı üst limitine ilişkin olduğunu belirtti.
Avdagiç, “Kıdem tazminatı üst limiti artış oranlarının enflasyon oranıyla doğru orantılı olması, katlamalı bir artış olmaması lazım. İş dünyasının yükünü öngörülenin üzerinde etkilememesi için bunu da önemli görüyoruz.” diye konuştu.
“Artan kredi talebin karşılanması hususunda görüşmelerimiz devam ediyor”
Banka kredilerine erişimde yaşanan sorunlara değinen Avdagiç, şöyle devam etti:
“Burada meseleyi daha doğru ortaya koymak lazım. Bankacılık sisteminin tamamen kapalı olması söz konusu değil. Bir süredir selektif kredi süreci devrede” dedi.
Avdagiç, “Bununla beraber, şu anda iş dünyasının artan enflasyon oranları dikkate alınarak, gerek yeni projeleri realize etmek gerekse işletme sermayesi ihtiyacı arttığı için, eskiye göre daha fazla kredi ihtiyacı olabiliyor. Artan kredi talebinin karşılanması hususunda Hazine ve Maliye Bakanlığı başta olmak üzere ilgili görüşmelerimiz devam ediyor.” yorumunu yaptı.
Gençlerin iş dünyasının şu anda ve gelecek dönemde talep edeceği pozisyonlara göre yetiştirilmesi gerektiğini vurgulayan Avdagiç sözlerini şöyle tamamladı:
“Şu anda en büyük açık mavi yakalılarda gözüküyor. Mavi yakalılara yönelik Milli Eğitim Bakanlığımızın yaptığı hamle önemli. Mesleki eğitim merkezlerindeki öğrenciye aynı zamanda mavi yakalı olarak çalışıyorsa devlet bir ödeme yapıyor. Benim önerim, devletin bu verdiği imkanlardan faydalanarak, işyeri de bu çalışanlara ilave bir ödeme yapsın ki bu gençleri bu pozisyonlarla ilgili motive edelim.”