Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanı Vedat Alım, “Türkiye’de yaşayan, göç etmek zorunda kalan beşerler üretim sürecine katılırsa büyümeye de katkı sağlar” dedi. Alım, mültecilerin birebir vakitte nitelikli emek haline dönüştürülmesi gerektiğini de vurguladı.

Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanı Vedat Alım, Türkiye İş Kurumu, Türk Kızılay, Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanlığı ve Dünya Bankası işbirliğinde gerçekleştirilen ‘İşgücü Piyasasına Geçişin Desteklenmesi Projesinin (ISDEP-2) açılış toplantısında konuştu.

Türkiye’nin en kıymetli problemlerinden birinin yıllardır ağır bir göç dalgasına maruz kalması olduğunu belirten Alım, “Türkiye’de yaşayan, yaşamak zorunda kalan, Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan beşerler üretim sürecine katılırsa bu büyümeye de katkı sağlayacaktır” dedi.

“Göç eden insanların geldikleri ülkelerden hayata tutunması epeyce problemlidir” diyen Alım, “Her ne kadar kurumsal olarak devlet bütün imkanlarıyla bu insanların yanında olsa da insanların gittikleri yabancı bir ülkede, Suriyeliler üzere bir savaş ortamından kaçarak sığındıkları bir ülkede hayatta kalma gayretini anlamamız gerekiyor” diye konuştu.

‘TURİSTİK NİYETLE GELEN BEŞERLER DEĞİL’

“Bizler turistik seyahatlerde ya da öteki gayeyle yapılan seyahatlerde öteki ülkeye gittiğimiz vakit kısa vakit sonra, üstelik her şey planladığı halde yabancı bir ülkede yaşamanın zorluklarını hisseder üzere oluyoruz” diyen Alım, şöyle devam etti:

“Ama bu gelenler bizim üzere turistik gayeyle yahut bir iş amacıyla gelen beşerler değil; kuvvetli sebeplerle göç eden beşerler. Münasebetiyle onların toplumsal hayata katılması; eğitim, toplumsal, ruhsal dayanaklar almaları sonucunda mümkün olabilecek bir iştir.

Ama tüm dayanaklar yetersiz kalır. Neden? Hangi kurum yardım yaparsa yapsın toplumsal yardımlarla hayatta kalmaya çalışmak başlı başına bir sorundur. O bakımdan o insanları hayata daha sıkı bağlayacak, daha sıkı tutunmalarını sağlayacak, onlara el uzatacak bir imkan olması lazım. O imkan, onların işgücüne iştirakini sağlayacaktır. Onun için bu proje çok pahalı bir projedir.”

‘AMAÇ, NİTELİKLİ EMEK HALİNE DÖNÜŞTÜRMEK’

“Bugün de Suriye’de yaşanan göçlerin, Irakta yaşanan iç savaş sonrası göçlerin, bölgede yaşanan bütün savaş ve istikrarsızlıkların insani maliyeti Türkiye’nin üzerine gelmektedir” diyen Alım, “Türkiye’de yaklaşık 4-5 milyon civarında bu ülkelerden gelmiş beşerler bulunmaktadır. Bu başlı başına bir büyük toplumsal problemdir” diye konuştu.

“Bu projenin maksadı birebir vakitte mültecileri, Türkiye’de yaşayan göçmenleri iş sürecine katmak değil, Türklerin yanı sıra alışılmış tıpkı vakitte nitelikli emek haline dönüştürmek” diyen Alım, şöyle dedi:

“Bu bakımdan proje çok manalıdır. Biz bu projenin benzerilerini tekrar Dünya Bankası’nın, Avrupa Birliği’nin dayanağıyla ve kendi kaynaklarımızla Türkiye’nin tüm sanayi bölgelerinde uyguluyoruz.

Dolayısıyla Türk iktisadı büyürken Türkiye’de yaşayan, Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmış insanların da bu sürece katılması hem onların ferdî, toplumsal hayatları açısından, aile hayatları açısından manalı hem de yaşadıkları ülkenin büyümesine katılma imkanı bulmaları açısından değerli.”

‘BÜYÜMEYE KATKI SAĞLAR’

Bilgin, pandemi sonrasında meydana gelen memleketler arası iktisattaki dalgalanmaların Türkiye’ye yansımalarının da negatif manada tesirli olduğunu kaydetti.

“İşte yüksek enflasyon bunlardan birisi, güç kaynağı, döviz fiyatlarındaki yükseliş var. Lakin bir iktisadın karşılaştığı sıkıntıları çözmenin tek bir yolu vardır; büyümeyle bu sıkıntılar aşmak, üretimdeki artışla bu meseleleri aşmak, üretim gücünü arttırarak bu sıkıntıları aşmak” diyen Alım, şöyle devam etti:

“Bu ay öncesine kadar datalar Türk iktisadının yaklaşık 1 milyon civarında istihdam yarattığını ortaya koydu. Yüzde 7 üzerinde bir büyüme, 1 milyon istihdam yaratan iktisat. Sorunun tahlil kaynağı buradan geçmektedir.

Yarın dolar, döviz fiyatları birden düşmeyeceğine nazaran, biz de döviz basacak bir imkanımız olmadığına nazaran ihracatla, turizmle, üretimle döviz üreten bir iktisat.

Dolayısıyla Türk iktisadı büyümesini devam ettirdikçe sıkıntılarını çözecek. Türkiye’de yaşayan, yaşamak zorunda kalan, Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan bu beşerler üretim sürecine katılırsa bu, büyümeye de katkı sağlayacaktır.

Bu proje insanı bir projedir, toplumsal bir projedir ve bir istikametiyle de insanların direkt doğruya ekonomilerine katkı yapacak istihdam projesidir.” (DHA)