Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye ile Yunanistan ortasındaki alakaların tahlili noktasında barışçıl diyalogdan yana olduklarını belirterek, Uzattığımız barış elinin tutulmasını bekliyoruz” dedi.

Milli Savunma Bakanı Akar, ‘2023’e Yanlışsız Kent Buluşmaları’ kapsamında Edirne’ye geldi. Kentte temaslarda bulunan Akar, birinci olarak bir otelde basın mensuplarıyla buluşarak gündemi kıymetlendirdi.

Akar konuşmasında Yunanistan’dan, Türkiye’nin uzattığı barış elini tutmalarını beklediklerini tabir etti. Yunanistan ile âlâ komşuluk münasebetleri çerçevesinde faaliyetlerini yürütmeye, meseleleri barışçıl istikametten çözmeye uğraş gösterdiklerini belirten Akar, şöyle devam etti:

“Fakat bu yeterli komşuluk ilgileri ve ulusal hukuk konusunda maalesef anlaşmak mümkün olmuyor. Bununla alakalı biz tekrar sabırla, yeniden şefkatle, tekrar barış elimizi uzatıyoruz ve burada barışın hakim olması için yapılması gereken ne varsa bunları yapıyoruz. Özet olarak bu. Türk- Yunan problemleri dediğimiz vakit bizim söylediğimiz şey var. Bunları ne yapalım? Barışçıl yollarla yapalım, diyalogla yapalım diyoruz. Hasebiyle diyaloğa gelin diyoruz. Dışişleri Bakanlığımızın yaptığı çalışmalar var. Ulusal Savunma Bakanlığı’nın yaptığı çalışmalar var. Bir de Sayın Cumhurbaşkanımızın NATO üyeleriyle oluşturduğu bir çalışması var. Bu toplantıların hiçbirisine gelmiyorlar. Toplantılara gelmiyorlar.”

‘UZATTIĞIMIZ BARIŞ ELİNİN TUTULMASINI BEKLİYORUZ’

Bakanlık olarak güvenlik tedbirlerinin artırılması konusundaki yapılan çalışma kapsamında, toplantıların dördüncüsünün Türkiye’de olması gerektiğini, ama 2 yıldan beri Yunanistan’dan bir yanıt gelmediğini lisana getiren Akar, “Bizim bakanlık olarak güvenlik tedbirlerinin artırılması konusundaki yaptığımız bir çalışma vardı. Bu manada bizim heyetlerimiz iki defa Yunanistan’a gitti, Atina’ya gitti. Onlar biliyorsunuz Türkiye’ye geldiler. Artık dördüncü toplantının Türkiye’de yapılması lazım. 2 yıldan beri bekliyoruz. En son gittiğim NATO bakanlar toplantısında muhatabımız olan savunma bakanı arkadaşımıza bu bahiste beklentimizi ilettik.

Onlardan artık yanıt bekliyoruz. Rastgele bir önlem almalarını bekliyoruz. Yani burada bizim bu kapsamlı çerçeveyi bu türlü tam olarak bu türlü kucaklayan çalışmalarla bu programın ele alınması, bu sorunların çözülmesi için uzmanların görüşlerini bildirmesi, birlikte çalışmalarını ve bu çalışmaların sonucunda birtakım sonuçlara varabileceğimizi ve birtakım problemlerin ortadan kalkabileceğini söylüyoruz.

Burada temel olan milletlerarası muahedeler. Onun ötesinde yeterli komşuluk münasebetleri ve bu çerçevede bu Ege Denizi’nin bir barış denizi olabileceğini, Ege Denizi’nin zenginliklerinin adil bir halde paylaşılabileceğini ve buna bağlı olarak da iki taraf halkının iki tarafından daha keyifli, daha müreffeh olabileceğini tekrar tekrar lisana getirdik. Bunun anlaşılmasını bekliyoruz. Uzattığımız barış elinin tutulmasını bekliyoruz” diye konuştu.

‘HUDUTLARIMIZ EN İNANÇLI FORMDA KORUNMAKTA’

Türkiye’ye yönelik risk ve tehditlere karşı ellerinden gelen uğraşı gösterdiklerini ve göstermeye devam ettiklerini belirten ve terörle uğraş konusuna değinen Akar, şunları kaydetti:

“Cumhuriyet tarihimizin en ağır günlerini yaşıyoruz Türk Silahlı Kuvvetleri olarak. Bir tarafta hudutlarımızın güvenliği başka tarafta terörle çaba. Biliyorsunuz, bu terörle çaba bir yurt içinde, iki Suriye ve Irak’ın kuzeyinde ağır biçimde devam etmekte.

Bunun yanı sıra da denizlerimizde, semalarımızda hak ve menfaatlerimiz her neyse bunları sonuna kadar barışçıl usulleri önceleyerek, barış ve diyalogla çözeriz diyoruz. Fakat başka taraftan da hiçbir biçimde asil milletimizin hak ve hukukundan taviz vermeyeceğimizi her seferinde oldubittiye de müsaade vermeyeceğimizi hatırlatıyoruz.

Hudutlarımız en inançlı halde korunmakta. Burada hem birlik hem işçi hem de altyapı bakımından, tel örgüleriyle, duvarlarıyla yapılması gereken ne varsa en üst seviyede yapılan elektrik-elektronik sistemlerle, gece görüş aygıtlarıyla gözetlenmekte.

Cumhuriyet tarihinin en ağır günlerini, hudut namustur anlayışıyla yapmakta Mehmetçik. Mehmetçiğin de tek beklediği şey emeğine hürmet gösterilmesi. Herkesin hassas olmasını bekliyoruz.”

‘TSK’NIN ENVANTERİNDE BU TÜRLÜ BİR SİLAH YOK’

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yaptığı tüm operasyonların legal müdafaa kapsamında olduğunu belirten Akar, ‘Türk Silahlı Kuvvetleri kimyasal silah kullanıyor’ argümanına da karşılık verdi. Akar, “Maalesef bu bahiste kimi fitne fesat odakları her seferinde, her vakit bu türlü periyodik olarak vakit zaman bilhassa terör örgütünün çok sıkıntı durumda kaldığı, terör örgütünün çökme noktasına geldiğinde birtakım argümanlar ortaya atarlar. Birtakım iftiralar ortaya atarlar daha doğrusu. Ve palavralarla, dolanlarla her şeyi insanların başını karıştırırlar, hem Mehmetçiğin moralini bozmak için en kıymetli uğraşı gösterirler.

Bunlardan bir tanesi de işte geçtiğimiz gün meydana geldi; ‘Türk Silahlı Kuvvetleri kimyasal silah kullanıyor’ diye. Arkadaşlar Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterinde yok. Yani yok elimizde bu türlü bir şey yok. Olmayan şeyi nasıl kullanacağız? Birincisi. İkincisi bizim bir milletlerarası hukuka olan hürmetimiz, ikincisi de memleketler arası hukukun ötesinde inançlarımız var, kıymetlerimiz var. Bizim sahip olduğumuz insani kıymetleri var. Manevi pahalar var, ulusal kıymetler var. Yani biz yapmayız, yapamayız.

Bizim kültürümüzde azap, ceza, o denli bir şey yok. Ve hasebiyle bunun anlaşılması lazım. Milletlerarası hukuk değil yalnızca. Memleketler arası hukuk ötesinde biz uygulamalar yapıyoruz. Çok daha dikkatli, çok daha kıymetli, kıymetli Mehmetçikle efendim yaptığımız operasyonlarda.

Bunlar hakikaten son derece düşük, son derece alçakça, yani burada önemli, samimi, dürüstçe yapılan bir faaliyetin lekelenmesini, karalanması ve burada terör örgütünün çöküşünün gölgelenmesi, onun gözden kaçırılması, ona bir manada yardım ve takviye sağlanması gayesiyle yapılmış olan bu hareket, yani bunu şiddetle kınıyoruz” dedi.

‘BU İFTİRAYI ATANLAR YARGI ÖNÜNDE HESAP VERECEKLER’  

Söz konusu tez hakkında hata duyurusunda bulunduklarını belirten Akar, “Bununla alakalı yapılması gereken ne varsa dün bildiğiniz üzere açıklamaları yaptık. Hükümetimiz yaptı, devletimiz yaptı, bakanlığımız yaptı, Ulusal Savunma Bakanlığı yaptı. Ve ayrıyeten biz de bunu yapanlara gerekli cezanın verilmesi için, bunların yapılması için tüm arkadaşlarımız hukuk dairelerine gittiler ve orada Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na bu şikayeti ilettik. Ve münasebetiyle bu tüzel süreç de başlamış oldu.

Bunu yapanlar, bunun hesabını yargı önünde verecekler. Ve biz de bunun yakın takipçisi olacağız. Bu nitekim Türkiye’ye yapılan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yapılan büyük bir iftiradır. Türkiye devletinin de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de aklından dahi bu türlü bir şeye geçmemiştir. Bu türlü bir şey asla kata kelam konusu olmamıştır. Olmayacak. Bu türlü bir şey kelam konusu değil. Bu iftiralar teröristler biraz daha nefes alsın, biraz bu türlü rahatlasınlar, onlar bu türlü bir vakit, yer kazansın halinde kendilerine yandaş bulabilmek için, kaybolan takviyesi tekrar sağlayabilmek için yaptıkları bir hiledir, bir iftiradır, bir alçaklıktır, bir düşüklüktür” diye konuştu.

Akar, toplantının akabinde Edirne Valiliği’ni ziyaret etti. Valilik ziyaretinin akabinde Akar, Cuma namazını Üç Şerefeli Cami’de kıldı. Akar, daha sonra Selimiye Camisi’ni ziyaret etti. (DHA)